Aldatmak iki kategoridir,
bazen duygusaldır aldatmalar bazen bedensel.
Duygusal olanıdır acı olan. Sancısı çekilmez olan. Dönüşü zordur, belki imkansız.
Gurur meselesidir aldatılmak.
Aşkın önüne geçemez fakat sebeptir gemileri yakmaya.
Ağır yeminler gelir aldatılmanın ardından ama ne fayda.
Bir de ah alırsa insan, yeter bu ömrünün sonuna kadar.
Sığınılan sebeplerin geçerliliği yoktur asla.
Yalandır her şey aldatanın hayatı kadar.

Kırılmaz denilenler kırılır, gitmez denenler dönmemek üzere giderler.
Alev alev yanan aşklar böyle bir ihanetle, sigara dumanı gibi kalır söner ve biter.
Ortada aldatanın pişmanlığı bir de aldatılanın aşkı kalır.
Ki beş para etmez ikisi de artık.
Kuyumcu gözünde pahalı bir pırlantayken aşk, artık bir eskicinin gözünde kilosuna göre bir metal gibidir.
Suratlar ilgisiz, sözler garantisiz kalır. Arkadaşlıklar yapmacık, sevinçler hüzünlü.
Zaman bir bıçaktır. Söke söke, acıta acıta alır içinden o kara lekeyi.

Ve bir pencereden dışarı bakakalır aldatılan, aldatanda başka bir pencereden.
İkisi de gökyüzüne bakar.
Birinde hıyanet kokar birinde nefret.
Bu yazımda sizlere naçizane önsöz olsun.
Dilerim hayatınız boyunca iyi insanları tanır, iyi insanlarla karşılaşırsınız ve bu duyguları asla tatmazsınız.
Sevgilerimle…

YAZAN: ÇAĞLA ER