Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da ilçe belediye başkanları toplantısında konuştu. 2014 yerel seçimlerine iki önemli enstürümanla girdiklerini belirten Erdoğan, Ak Parti'nin millet için çalıştığını seçim için değil milletin gönlünü kazanmak için çalıştığını söyledi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

Biz 2014 Mart seçimlerine hem yaptıklarımızla hem de başlayacak projelerimizle giriyoruz.Bu avantajı halkımıza mal etmemiz lazım. Asla bunu herkes biliyor şeklinde hareket etmemeliyiz. Başka siyasi parti iktidardır ama hizmeti karayolları vermiştir anlatamadığımız için onu belediye yaptı der ve gider oyu ona verir. Bizi 11 yıldır ortaya koyduğumuz projelerimiz anlatıyor. Biz yeraltında çalışan bir teşkilatız. Alt yapı hizmetlerini ileri derecede yapan teşkilatız. Kimse atık su kanallarını görür mü? Görmez. Anlatmamız lazım. Biz merkezi yönetim ve yerel yönetim olarak bunu birada götürüp bunu anlatmamız lazım. Ortada meyve veren ağaç varsa taşlayanlar olacak ve bizde tedbirlerimizi almamız lazım.

"BUGÜN BİR PANKART GÖRDÜM"
Bizim millet ile kurduğumuz bağını hazmedemeyenler karalama kampanyası ile üzerimize gelecekler. Taksim olaylarını görüyorsunuz. Bugün bir pankart gördüm. 1 milyon 300 metre kare alan üzerinde yaklaşık 3500 yatak kapasite hastanenin temel atma törenine gidiyordum. Pankart şu 'yol istemiyoruz orman istiyoruz' üniversite gençliği bu pankartı asıyor. Bunlara diyorum ki Türkiye'de orman çok. İstiyorsanız gidin ormanda yaşayın. Yolu olmayanın, suyu olmayanın medeniyeti konuşması mümkün mü? Yol olmasa üniversiteye gidemez. Onlar öyle diyor diye yolları yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. İnsanın insana ulaşması için yola ihtiyacımız var.

"VANDALLAR SERAMİKLERİ KIRMIŞ"
Şurada nefis alt geçit yapılmış o canım seramikleri vandallar kırmışlar. Onlar sökülüp yenisi takılabilir ama bunları bir süre milletin görmesi lazım. Bundan ibret alması lazım. Şunu anlamakta zorlanıyorum. Vatandaşımız 'bunu acaba hangi vandallar yaptı' diye soruyor mu? 30 Mart'ta bunun hesabını soracağım diyor mu? Bu önemli. Bunları anlatmamız lazım. Taksim Meydanı'nın bir etabı bitti. Ama diyorlar üstte geçit yok. daha önce orada yeşillik var mıydı? Daha önce orada araba egzozu kokusu vardı. Tamamen proje bitince çevresi halledilecek. Biz bunların tamamı ile plan ve proje içresinde devamını düşünen insanlarız. Bunlarda böyle bir düşünce yok ki. Sonunu bir bekle bakalım 90+ uzatmalar var. Daha oynayacağız. Yapmak zor olandır. yıkmak en kolay olandır.

"BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Süt bembeyazdır. Zerre kadar bir pislik sütün içine düşerse o süt beyazlığını kaybeder. Siz yıllarca süt gibi temiz süt kadar beyaz eserler üretirsiniz. Bir kaç vandal çıkar o sütün beyazlığınının ortadan kalkmasına neden olur. Bir dikkatsizlik bile yılların emeğini alıp götürür. Biz buna izin vermeyeceğiz.

Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Millete hizmet etmenin yolu, milletvekili belediye başkanı meclis üyeliği değlidir. Vakıf derneklerde de hizmet etme imkanı vardır.

"YAPMAK ZOR OLANDIR, YIKMAK KOLAY"
İstanbul'da Taksim yayalaştırma projesinin bir etabı bitti, şimdi yeşillik yok diyorlar, eskiden var mıydı? Şimdiye kadar eksoz gazı vardı meydanda. Sonuca bakmadan eleştirmeye başladılar. Yapmak zor olandır, yıkmak ise en kolayıdır. Medeni olmak şehirlerden geçiyor.

Biz 11 yıl boyunca hep zora tabi olduk. Her zaman yaptık inşaa ettik. Böyle hedefi olmayanlar yapılanı bozmak, taş üstünde taş bırakmamak için ellerinden ne geliyorsa onu yaptılar ve yapıyorlar. Millete hizmet etmenin sayısız yolu yöntemi var. Şu anda bizim bir çok arkadaşımız milletvekili bakanken bugün farklı görevlerde hizmet ediyor. Bütün mesele o sadakattır, teslimiyettir. Bunu başardığımız anda yol bizim yolumuzdur. Millete hizmet yolunda biz kırılmak, darılmak gibi bir tavrı tanımadık. Her fırsatta Türkiye'nin hür olduğunu, beraber olduğunu vurguluyoruz. Aynı çağrıyı teşkilat örneğinde önce kendi nefsimize yapacağız.

Partimizi kurduğumuz andan itibaren bir kaç önemsiz istisna dışında şunu gördük, aday olmayan arkadaşlarımız çalışmalarını sonuna kadar sürdürdüler. Önümüzdeki seçim lere de böyle bir iklimle gireceğiz. Bu mücadele bizim şahsi mücadelemiz değildir. Millete hizmet mücadelemizdir.

"MART SEÇİMLERİ BÜYÜK BİR ÖNEME SAHİP"
Mart seçimleri hepsinden daha farklı bir yerde ve daha büyük bir öneme sahip. 17 Eylül'de Türkiye tarihinin çok karanlık tarihlerinden birinin 52. Yıldönümünü kalp kırıklığı ile ifa ettik. 52 yıl önce Adnan Menderes çok hazin bir şekilde idam edildi.

27 Mayıs müdahalesinin etkisi bugüne kadar sürmüştür. 11 yıl boyunca yaşadığımız bir çok sıkıntının temelinde 27 Mayıs müdahalesi ve Yassıada süreci vardır.

"SEN KİMSİN YA"
Yassıada ile ilgili bir proje hazırlıyoruz. Hemen hemen bitti. Adını Yassıada'nın Sivriada'nın Demokrasi ve Özgürlükler Adası koyduk. Bir grup gitmiş o mahkemenin olduğu salona 'Adının Demokrasi ve Özgürlükler Adası' olmasını istiyoruz diye yazmış. Bir ayrı grup da 'adamıza el dokundurtmayız. El sürdürmeyiz. Yassıada bizimdir' yazmış. Sen kimsin ya. Yassıada özgürlüğün yanında olanındır.

"EN BÜYÜK ZULMÜ BAŞÖRTÜLÜLER GÖRDÜ"
Bu ülkede en büyük zulmü başörtülüler görmüştür. Üniversite kapılarında hüngür hüngür ağlayan kardeşlerimiz olmuştur. Başbakanın eşi başörtülü diye bir yerlere giremediyse bu büyük zulümdür. CHP başta olmak üzere muhalefeti gördük. Başörtülüleri araçlardan attılar.

"ÇAPULCU DEYİNCE KIZDILAR"
Çapulcular dedim birileri alındılar gücendiler. Ben bu konuda araştırma yaptırdım. Dersim olaylarında o zamanın başbakanı İnönü'nün açıkalamaları var, "Çapulcuları derdest ettik", Bir taraftan öldürüyorlar, bir taraftan da alıp götürüyorlar. Bunlar da Tan gazetesinde çıkmış, Gazete'nin sahibi Ahmet Emin Yalman, o da CHP'lidir ve gazete de CHP'nin yarı resmi yayın organıdır. Bunlarla ilgili belgeler elimde hazır, vakti gelince söyleyeceğim. Çapulcu diye bana kızanlar sözlük ortada, kamu düzenini bozan çapulcudur. Dersim'de ise normal vatandaşa çapulcu demişlerdir. Ama hala özür dilememişlerdir.

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.