MAGAZİN GAZETE DERGİ TV | Türkiye'nin En Kolay Okunan Haber Magazin Sitesi

29 Nisan 2024 Pazartesi 18:35
Chrome Kullanıyorsanız:
1.Tarayıcınızın sağ üstündeki, şuna benzeyen düğmeye tıklayın:
2.Options veya Seçenekler yazan kısma tıklayın.
3.Home Page veya Ana sayfa yazan kısma sitemizin adresini yapıştırın ve kaydedin.

Firefox Kullanıyorsanız:
Sitemizin adresinin tamamını seçin ve tutup anasayfa düğmesine sürükleyin.

Anasayfa düğmesi genelde şöyle görünür:

ANASAYFA GÜNDEM GÜNCEL Meclisteki olgunluğu takdir etti

Görüş ve Düşünceleriniz?

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhattapları tarafından dava açılabilmektedir.

"HERŞEYİN İLKİ VARDIR"

Meclisteki olgunluğu takdir etti

Arınç,"Bugün herkesin kavga umduğu Meclisimiz'de böylesine büyük bir olgunluğun gösterilmesini takdirle karşıladım" dedi
31 Ekim 2013 Perşembe 19:27

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Genel Kurulu'nda gündemdışı konuşma yapan CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey'e hükümet adına yanıt verdi.

Bugün Genel Kurulu çok anlamlı hale getiren, bir olağanüstülük yükleyen ve sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın dikkatlerini buraya toplayan, herkesin merakla beklediği bir konu olduğunu kaydeden Arınç, bazı milletvekillerinin bireysel kararlarıyla başlarını örtme ihtiyacı duyduklarını ve bunu takınmak suretiyle Genel Kurul'a geldiklerini ifade etti.

Arınç, "Zannediyorum bu Türkiye'de ilk defa oluyor, olabilir, her şeyin bir ilki vardır. Buna karşı toplumda çok yüksek olumsuz bir tepki yok. Siyasi partilerimizden de olumlu tepkiler var, olumsuz tepkiler var" dedi. 

Bugün herkesin gözünün Meclis'te olduğunu belirten Arınç, "Ne olacak, nerede bir kavga çıkacak, nerede çirkin bir söz sarf edilecek diye bekleyen pek çok insan var. Siz bunların hepsini boşa çıkardınız. Ben yüce Meclis'i bu konuda takdirle karşılıyorum" ifadesini kullandı. Bütün konuşmacılara teşekkür eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bence Meclise yakışan budur. Düşüncelerimizi ifade ederken kibar, saygılı olmak, tartışmaya yol açmamak ve kişisel eleştirilerde bulunmamak gerekir. Bizden ve bu Meclis'ten beklenen budur. Beğenmediğimiz sözler olabilir eleştiririz, beğendiğimiz sözler olabilir alkışlarız ama bugün herkesin bir kavga, gerginlik, sıkıntı yaşanacağını umduğu Meclisimiz'de böylesine büyük bir olgunluğun gösterilmesini, yıllardır bu parlamentoda olan bir arkadaşınız olarak takdirle karşıladım. Tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."

Arınç, Muharem İnce'nin bugünkü konunun çok dışında kalan konularda hükümeti ve AK Parti'yi hedef alan suçlamalasına müstehak olmadıklarını, bu suçlamaları kabul etmediklerini ve aynen kendisine iade ettiğini söyledi.

Şafak Pavey'in çok güzel üslup içerisinde konuştuğunu belirten Arınç, Pavey'in suçlayıcı ifadelerinin tartışmaya açık olduğunu, sözlerinin kendilerini muhatap alan kısmını da kabul etmediklerini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Atalay

İngiltere’nin başkenti Londra’da temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, soruları yanıtladı.

AK Partili 4 kadın milletvekilinin TBMM Genel Kurulu'na bugün başörtülü girmelerinin hatırlatılması üzerine Atalay, "Ben, hayırlı olsun diyorum. Tabii Türkiye çok hızla normalleşiyor. Yani şu 10-11 yıl bizim aslında Türkiye’yi normalleştirme mücadelemizdir, bir anlamda ben buna demokrasi mücadelesi diyorum. 11 yıla bakarsak başından beri Türkiye’yi nasıl daha demokratik bir ülke haline getiririz, nasıl daha normalleştiririz, tabuları nasıl yıkarız bununla hep uğraştık" diye konuştu.

Hükümetin içerisinde 11 yıl boyunca bulunan biri olarak, kendisinin de en çok çalışma alanının bu olduğunu dile getiren Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla artık bunların ciddi, olağanüstü bir haber değerinin bile olmaması lazım. Yani insanların hangi kıyafetle yaşadığı vesaire. Özellikle TBMM, isminden de belli milletin temsilcileri. Yani milletin temsilcilerinin her kendine hasıyla oraya en kolay, en rahat girmesi lazım. Orada kendi iç mevzuatında böyle bir yasak yok zaten ama insanların kafasında halen bu sınırların olmasını anlamak bile güç, özellikle TBMM’de.

Başka ülkelere bakarsanız, tabii kıyafet hassasiyeti olan, üniformalı kurumlar olabilir, asker gibi, polis gibi, vesaire. Başka yerlerde bazı sınırlar olabilir ama dünyada parlamentolarda hiç kıyafet sınırı yoktur. Çünkü o toplumda yaşayan her kesim özgürce parlamentoya, milletin temsil edildiği yere gelsin diye.

Dolayısıyla ben hayırlı olsun diyorum. Türkiye, bunları da aşarak daha normal bir ülke haline gelecek."

 Muharrem İnce'nin sözleri

Arınç, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin, kendisinin bazı konuşmalarını farklı sebeplerle gündeme getirdiğini söyledi.

"Bu, benim için bir övünç kaynağıdır. Ben tutanaklara geçmiş her sözümün arkasındayım" diyen Arınç, o zaman yanlış yapmışsam "yanlış düşünmüşüm, yanlış yapmışım, özür dilerim" diyeceğini ancak doğru olanların da neye mal olursa olsun arkasında duracağını kaydetti.

Dün ve önceki gün gazetelerde 2005 tarihine ait bazı haberler yayımlandığını hatırlatan Arınç, bunların hepsini çıkardığını, bunların hiçbirisinde, İnce’nin gazetelerde yazıldığı şekliyle kendine atfettiği sözler olmadığını bildridi.

O günün en önemli konusu AİHM'nin Leyla Şahin hakkında verdiği kararı bir hukukçu olarak irdelediğini ifade eden Arınç, Leyla Şahin hakkında verilen kararın Türkiye'deki laikliği tarif etmediğini, bunun yasaklamalar noktasında kesin bir hüküm getirmediğini, bir karar alınırsa bunun da AİHM kararlarına karşı olmayacağını söylediğini aktardı. Arınç, şunları söyledi:

"Benim başörtüsü, laiklik veya buna benzer konulardaki tüm sözlerim bunun bir ifade özgürlüğü olduğudur, kıyafet serbestisi olduğudur, bir anlatım özgürlüğü olmasıdır. Ben bunları hayatım boyunca her defasında söyledim ve müdafaa ettim. Yani, AİHM'nin kararları bir tarafa, laiklik uygulamaları dünyanın her yerinde farklıdır. Bize biraz benzeyen Fransa bile bizden farklıdır. Fransa’yı örnek göstererek 'Okullarda, koynunda kolyelerinde haç taşıyanlar, başında türban taşıyanlar kamuda hizmet veren olamaz' şeklindeki anlayış… Eğer oranın sistemini iyice bilirseniz eğitimde düalist bir yapı vardır. Bir tarafta laik okullar vardır, bir tarafta kilisenin okulları vardır, dini örgütlerin okulları vardır. Laik okullara ait getirilen yasaklamaları tüm eğitim sistemi içerisine alamazsınız. Türkiye, kendine özgü Anayasa’nın 2. maddesinin gerekçesinde yazılı laiklik anlayışını uygulamak zorundadır. Kanaatimi söylüyorum.

Meclis Başkanlığım döneminde şimdi aramızda olmayan milletvekilleri bana her gün soru önergesi veriyorlardı. 'Bu kadar ziyaretçi geliyor, niye bunların içerisinde başı örtülü olanlar var?' diye. Ben bunlara cevap vermek zorunda kalıyordum ve onlara 'millet neyse Meclis de odur' diyordum. Kendi kıyafetiyle bu Parlamentoya gelecekler. Yani, İzmirli bir sayın bayan milletvekili akşam da bir televizyonda konuşuyordu ne dediği de pek anlaşılmayan şekilde. Şimdi, bu arkadaşımız 'İran Meclisine döndü Meclis' diyordu. Niçin? Yukarılarda bazı dinleyicilerimizin başı örtülü oluğu için. Yine, aynı sayın milletvekili şurada muhalefet kulislerinin kenarında küçücük bir odada, 4 kişi veya 5 kişinin sığabileceği bir yerde kadınların namaz kılması için ayrılmış bir yere geliyor, baskın yapıyor ve orada basın toplantısıyla 'Laik bir ülkede Meclis'te böyle bir şey olmaz' diyordu. Unutmayın, orada başörtülü bir kadına müdahale edecek kadar kendisinde yetki gören bir insan bugün Parlamentoda yok ama burada sayın Cumhurbaşkanımızın eşleri var."

"Benim siyasetten öğrendiğim..."

Bugün de bu işe karşı çıkanların çok büyük bir kısmının bir buçuk sene sonra burada olacaklarını tahmin etmediğini belirten Arınç, "Başkaları olacak, biz de değişeceğiz, her şey değişecek. Ama, temel insan haklarına karşı çıkma cesaretini gösteren kim olursa olsun, hangi kurum ve kuruluş olursa olsun eninde ve sonunda gidecek, onlar gidecek yerine özgürlük isteyenler gelecek. Benim siyasetten öğrendiğim bu" dedi.

Kadınların kılık kıyafetlerini düzenleyen hiçbir kanun olmadığını belirten Arınç, "İçtüzük 1973 yılında yasalaştı ve 56. maddesi hiç değişmemiştir. Bu maddeler her hukuk normunda olduğu gibi 'Özgürlükler esastır, yasaklar istisnaidir' kuralına göre tanzim edilmiş, yani 'Başı açık olmak mecburidir' diye burada bir hüküm olsaydı bunu yerine getirmek zorundaydık" diye konuştu.

İçtüzük'ün hazırlandığı dönem Anayasa Komisyonu raporu ve Komisyondaki konuşmaların hepsini çıkardığını, bunlarda başörtüsüyle ilgili bir yasaklama olması veya buna ilişkin bir hüküm bulunması konusunda hiçbir sözünün bulunmadığını aktaran Başbakan Yardımcısı Arınç, şunları söyledi:

"Aksine şu var: Burada bir serbestlik olduğunu görüyoruz. Hukuk uygulanırken yazılı kanun maddeleri uygulanır, ondan sonra en sonunda içtihatlara gelinir, bazı kanunlarda da gelenekler ve teamüller dikkate alınır. Yani burada 'Bir gelenek var' diyerek bunu devam ettirme iddiası, Anayasa’da, kanunda, şunda, bunda bulunmayan bir hükmü bizim için geçerli sayabilir mi? 'Siyasi simgedir, burada olmaması lazım...' Siyasi simgeyse yakalarınızdaki rozet ne oluyor? Yakalarınızda altı oklu rozet olacak, üç hilalli rozet olacak, bizde ampul olacak, bunu buraya takacağız, arkadaşımızın siyasi simgesi başındaysa itiraz edeceğiz. Bu gülünç olmaktır. Aslında, arkadaşlarımız dini gerekçelerle başlarını örttüklerini ifade ediyorlar. Farklı da olabilir, moda böyle gerektirir, başında, saçlarında bir arıza vardır, başını örtmek ihtiyacı duyabilir, ameliyat geçirmiştir, bir başka şeydir. Hepsine saygı duyacağız ve sorgulamayacağız. Kadınları kılık kıyafetleri üzerinden sorgulamayacağız. Kadınlarımızı başı açık ve başı kapalı olarak kategorize etmek ahlaksızlığın daniskasıdır. Hiçbir şekilde bunu ayırmamak mecburiyetindeyiz."

"Bir araya gelin"

İçtüzük 56. maddenin çok gülünç yazıldığını, "Başkanlık kürsüsünde Başkan, beyaz kelebek kıravat ve siyah yelek üstüne siyah fırak giyer" denildiğini aktaran Arınç, "Şimdi, sayın Meral Akşener’in öyle bir kıyafet var mı üstünde? Yok. İyi ki yok. Bu kadar rüküş bir kıyafeti sayın Akşener’e giydirecek halimiz yoktu ama İçtüzük değişmedi. İçtüzük değişmedi, fiili olarak kendi kıyafetlerini seçtiler, belirlediler" dedi.

"Arkadaşlarıma da rica ettim. Memurlar için pantolon giyme özgürlüğü geldiyse bu haliyle milletvekillerimiz için de olmalı. Derhal bir araya gelin. Kadınlar için elbette pantolon güzel bir kıyafettir, bu olabilir. Bununla birlikte bir düzenlemeyi de rahatlıkla yapalım" ifadesini kullanan Arınç, "Grup başkanvekillerinden aldığım bilgiyle, böyle bir düzenleme yapılmak istenmiş ama bazı arkadaşlar itiraz etmişler. Pantolon ve diğer konularda, İçtüzük’te kıyafete yönelik yeni bir şey yapılması isteniyorsa lütfen bir araya gelin" diye konuştu.

Arınç, sözlerini, "Ben değerli arkadaşlarıma aramıza katıldıkları için teşekkür ediyorum, onları saygıyla karşılıyorum. Bu bir zafer günü değildir, bu bir nümayiş günü değildir. Olması gerekendir, olmuştur, tabiidir ve yüce Meclisimiz en büyük olgunlukla bu olayı karşılamıştır" diyerek bitirdi.

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.

Etiketler: Bülent Arınç meclisteki olgunluk

FACEBOOK

YORUMLAR

TOPLULUK

YORUMLAR (0)

Yorum yapabilmek için üye olmalı ve giriş yapmalısınız.

Üye Olun Giriş Yapın

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans, en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.