Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi'ndeki toplantıya, Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan isimlerin yanı sıra ilgili bakanlar katılıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili bakanların Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle bir araya geldiği toplantı başladı.
Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasıyla başlayan toplantıda çözüm süreci kapsamında önemli rol oynayan Akil İnsanlar Heyeti üyeleri, süreçte gelinen noktayı değerlendirecek.
Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan isimler, sürecin ilerletilmesi yönündeki görüşlerini Başbakan Davutoğlu'na aktaracak.
Toplantıda konuşan Davutoğlu, "Ortak bir sorumluluk taşıyoruz. Bu sorumluluğu toplumun bütün kesimlerine yaymada omuz omuza vermeliyiz" dedi.
Davutoğlu, "Akil insanların temasları karşılıksız kalmadı, raporlar rafa kaldırılmadı" diye konuştu.
Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
-Son gelişmeler olmasaydı da zaten sizinle bir araya gelecektik, bu buluşma kesinlikle konkjonktürel bir buluşma değildir, bunu da vurgulamak istedim. Eğer bugün ben Başbakan olmasaydım, bir akademisyen olarak, sizlerin arasında olurdum. Şunun bilinmesini istiyorum, Akil İnsanlar'ın yaptığı hiçbir şey, hazırladıkları hiçbir rapor, rafa kaldırılmamıştır.
ÖNÜMÜZDE 2 SEÇENEK VAR
-Önümüzde iki alternatif var. Ya barışçıl ve karşılıklı saygıya dayalı esaslarla bu toprakları birleştirici bir yol seçeceğiz, ki bizim tercihimiz budur. Ya da yayılmacı, sekter ve modern görünümlü ama aslında gayet arkaik, aşiretçi baas ideolojisiyle veya benzeri ideolojilerle, görüntü itibariyle marksizimle bezenmiş ama gerçekte arkaik ideolojilerle, çoğulcu yapılara karşı savaş ilan eden ya da bazen dini, İslami görünümlü arkaik yapılarla çoğulcu yapılara savaş ilan eden terör veya radikal grupların tesiri altında kalacağız. İşte tam da akil adamlar, akil insanlar heyetinin misyonu burada özel önem taşıyor.
'BU GECE HERKES SİLAHLANSIN...'
-Son olaylarda şiddete davet eden bir tweet, "Bu gece herkes silahlansın ve şurayı bassın" diye tweetler var elimizde.
Biz ne kadar ortak vicdanı harekete geçirirsek geçirelim, provokatif bir grup bütün bu çabaları yok sayan bir sonuç doğurabiliyor ve bir şehir yanmaya başlıyor.
BÜTÜN VALİLERE TALİMAT VERİLDİ
-Bütün valilerimize talimatlar verildi; Kamu düzeni sağlanacak. Bu ülkede son 100 yılda her kesim zulüm gördü, birçok kesim. Eğer herkes aynı yöntemi benimsemiş olsaydı Türkiye Suriye'den beter olurdu. Kamu düzeninin kalmadığı yerde nelerin olduğunu Suriye'de görüyoruz. Kamu düzeninin kalmadığı yerde siyaset konuşamaz, özgürlükler kullanılamaz, farklı kanaatlere sahipseniz de bunları ifade edemezsiniz.
-Artık Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yılında idrak eden insanlar olarak hepimiz bir kere şunu keşfetmek zorundayız; Tekçi yapılar, kadim kültürlerin olduğu yerlerde hangi etnik ve mezhebi, dini grup adına olursa olun acı, hüzün getiriyor. Bu sadece bizde değil Pakistan-Hindistan bölünmesinde de yaşanan acıları hatırlayınız.
'KÜRTLERİN DEVLETİ YOK' DİYENLERE...
-Kürtlerin devleti yok, devlet arayışı var diyenlere ben şunu söylüyorum, Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti'dir.Suruç'u Kobani'den ayırmak mümkün değil. Ya bu sınırlar barışçıl yöntemlerle anlamsızlaştırılacak ya da acımasız çatışmalar yaşanacak. Sınırlar ya barışçıl yöntemlerle kaynaşacak ya da çatışmalara acılar yaşanacak. Bu olaylar gösterdi ki Suruç'u Kobani'den ayırmak mümkün değil.
ÇÖZÜM SÜRECİ MİLLİDİR, YERLİDİR
-Çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. 12 yıl içinde biz ister buna Kürt sorunu, ister terör sorunu hangi siyasi yaklaşımı benimser ve hangi siyasi görüşü dile getirirseniz getirin bu meseleye, 'mesele-sorun' demek bile doğru değil, bu meseleyi çözüme kavuşturabilmek için her yöntemi denedik
KOBANİ ÖNEMSİZ DEMEDİK
-Kobani ile Çözüm Süreci arasında bağlantı kurulmasın derken hiçbir zaman Kobani önemsiz demedik. Hiçbirine kayıtsız kalmadık.Yurt dışında kalan Türkler gibi Kürtler de bizim kardeşimizdir. Onların acıları bizim acımızdır.
SÖZLER TUTULMADI
-Birileri vermiş oldukları sözleri tutmuş olsaydı ki siz bunları iyi biliyorsunuz... Silahlı unsurlar ülkeyi terk edeceklerdi. Siz raporu sunduğunuzda bile topluma deklare etmedik. Bütün silahlı unsurlar sınır dışına çıkmış olsaydı bizim Kobani'ye PYD'ye bakışımız farklı olurdu. O dönemde bize verilen sözler tutuldu mu ki? Aksini yaptılar. Gittiler IŞİD'le yanyana yaşadılar.