Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)'nin 2013 yılı İkinci Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Çırağan Sarayı'nda düzenleniyor. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz önemli mesajlar verdi. Konuşmasında ilk olarak, Türkiye'nin AB adaylığına değinen Yılmaz, "Duraksamış olan AB üyelik sürecini yeniden rayına oturtmamız gerekmektedir. TÜSİAD olarak bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu başlıklı 22 numaralı başlığın hemen, ardından da yargı ve temel haklar başlıklı 23 numaraları faslın ve adalet ve güvenlik başlığı olan 24 numaralı faslın müzakereye açılmasını ısrarla talep ediyoruz "dedi.

ÜYELİK TARİHİ BELİRLENMELİ

AB üyeliği için bir hedef tarihin belirlenmesini talep ettikleri söyleyen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, "En uygun tarihin müzakerelerinin en az 4 ile 5 yıl süreceği Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşmasının yürürlük tarihi olması gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu.

MISIR VE SURİYE

Dış politikadaki gelişmelere de değinen Muharrem Yılmaz, Mısır'da gerçekleşen askeri darbenin Arap toplumundaki demokrasi umutlarını yaraladığını söyledi. Yılmaz, "Mısır konusunda hükümetin verdiği ilkesel tepkiyi yürekten destekliyoruz. Arap baharının rüzgarları Suriye'yi etkilemeye başladığında Türkiye bu sürecin barışçıl seyretmesi için çaba sarp etti. İç savaş engellenemedi. Kriz bu boyuta ulaştığında izlenen siyaset etkili olamadığı gibi Türkiye'nin savaşın bir tarafı gibi görünmesine de maalesef yol açtı" diye konuştu. 

BATI KARŞITI SÖYLEMLERE DİKKAT

Türkiye'de giderek yaygınlaşan Batı karşıtı söylemlerin olduğunu belirten TÜSİAD Başkanı Yılmaz, "Bu söylemin hem yurtiçinde hem de yurtdışında belirgin bir huzursuzluk yarattığına dair gözlemimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Birçok ülkenin Türkiye'ye düşman olduğu söylemi, başta batı dünyası olması üzere çevremizdeki ülkelere yönelik kullanılan sert üslup, Türkiye'nin uluslararası toplum nazarında sözünün ağırlığını azaltmakta" şeklinde konuştu.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ NEYİ İÇERMELİ ?

Kürt meselesinde hükümetin başlattığı çözüm sürecine başından beri destek olduklarını belirten Yılmaz, "Cizre'de gerçekleşen yatırım zirvesiyle bu konunun ekonomik sorumluğunu üzerimize alacağımız mesajını verdik. Huzur ortamının kalıcı olmasını sağlayacak en önemli unsurlardan birisi, gündemdeki yeni demokratikleşme paketidir. Paketin üç amaca hizmet etmesini bekliyoruz. Birincisi şiddet ve terörden arındırılmış ortamın ve toplumsal huzuru kalıcı hale getirecek siyasi adımların atılması. İkincisi Türkiye'de temel hak ve özgürlükler konusunda geriye gidildiğine dair son dönemlerde gözlenen ve yaygınlaşan izlenimlerin ortadan kaldırılması ve güven ortamının arttırılması. Üçüncüsü, AB süreci ve çözüm sürecinin gerekleriyle uyumlu özgürlükçü ve bireyi esas alan bir anayasa çalışmasına imkan sağlanması" dedi.

DİNK AİLESİNİN HAYKIRIŞLARINA DUYARSIZ KALAMAYIZ

Konuşmasının son bölümünde karanlıkta kalan siyasi cinayetlerin aydınlatılmasını beklediklerini söyleyen Muharrem Yılmaz, " Hrant Dink'in ailesinin umutsuzluk haykırışlarına duyarsız kalmak mümkün değil. Türkiye'nin demokratikleşme paketini, yeni anayasayı ve çözüm sürecini konuştuğu bir dönemde, karanlıktan kalan acı olayları aydınlığa kavuşturarak bu ağır yükten kurtulmasını bir kez daha belirtiyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.