MAGAZİN GAZETE DERGİ TV | Türkiye'nin En Kolay Okunan Haber Magazin Sitesi

27 Nisan 2024 Cumartesi 11:05
Chrome Kullanıyorsanız:
1.Tarayıcınızın sağ üstündeki, şuna benzeyen düğmeye tıklayın:
2.Options veya Seçenekler yazan kısma tıklayın.
3.Home Page veya Ana sayfa yazan kısma sitemizin adresini yapıştırın ve kaydedin.

Firefox Kullanıyorsanız:
Sitemizin adresinin tamamını seçin ve tutup anasayfa düğmesine sürükleyin.

Anasayfa düğmesi genelde şöyle görünür:

ANASAYFA TEKNOLOJİ BİLİM UFO'ların bilimsel analizi

Görüş ve Düşünceleriniz?

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhattapları tarafından dava açılabilmektedir.

EVRENDE YALNIZ MIYIZ?

UFO'ların bilimsel analizi

Özetle "UFO'lar gerçek midir?" ve "Evrende yalnız mıyız?" birbiriyle ilişkili olan iki ayrı sorudur.
06 Ağustos 2014 Çarşamba 18:51

Doğrusu, evrende yalnız olup olmadığımızı sorarken, biz insanlar gibi düşünen, teknolojiye sahip olan ve evreni araştırabilen "canlılardan" söz ediyoruz. Canlılar ve cansız şeyler aynı maddelerden oluştukları için aslında böyle kavramlar yoktur. bu sebeple başka gezegenlerde yaşamı ararken belki de neyi arayacağımızı bilemeyebiliriz, ama yine de bu konuya burada değinmeyeceğiz. Bu yazımızda odaklanacağımız ana konu "UFO"lardır, dünya-dışındaki yaşam değil.

UFO'nun açılımı ''Unidentified Flying Objects'' (Tanımlanmamış Uçan Cisimler). Bazıları ''tanımlanmamış'' yerine ''tanımlanamayan'' kelimesini kullanır ancak gördüğümüz bazı UFO'ları daha sonra tanımlayabildiğimiz için ''tanımlanmamış'' kelimesini kullanmayı tercih ediyoruz. Gökyüzünde ne olduğunu bilmediğiniz bir cisim gördüğünüz zaman ona UFO demenizde bir sakınca yoktur, ancak toplumda birçok kişi UFO kelimesini daha çok ''Uzaylıların Uçan Aracı'' anlamına gelecek şekilde kullanmaktadır. Halbuki belirttiğimiz gibi aslında UFO sözcüğü, gökyüzünde bulunan ve imkan yoksunluğundan ya da bilgisizlikten ötürü tanımlanamayan / tanımlanamamış her cisim için geçerlidir.

 

Birçoğumuz bulut çeşitlerini ve gök olaylarını detaylarıyla bilmediğimizden yukarıya baktığımızda bir sürü şeyi tanımlamakla zorlanabiliriz, ancak bir meteorolog ya da bir astronom için bunların birçoğu açıklanabilir şeylerdir. Eğer dikkat ederseniz UFO gördüklerini iddia edenlerin büyük bir kısmı nadiren gökyüzüne bakan ve gök olaylarından anlayan bir uzman kadar bilgiye sahip olmayan vatandaşlardır. İşte bu yüzden internet ortamında binlerce fotoğraf ve video yayınlanmaktadır. Uzay araştırma merkezlerine bu fotoğraflar ve videolar gönderildiğinde, ortalama olarak %95'i ya sahte ya da tanımlanabilir bir şey olduğu ortaya çıkmaktadır. Bazıları havada bulunan kağıt, poşet, böcek, kuş, uçak, balon, uzaktan kumandalı oyuncak, kamera lens parlaması ya da lens kiri gibi şeyler olmaktadır. Daha uzun bir listeyi bu yazının en sonuna göz atabilmeniz için ekledik. İnsanları en çok kandıran UFO görüntüsü ise "Lenticular" bulutlarıdır, çünkü şekilleri dairesel olduğundan bir UFO izlenimini vermektedir.

UFO kelimesini de yukarıda ne olduğunu açıkladık, ancak bu yazı boyunca toplumda anlaşıldığı şekliyle kullanacağız. "Uzaylılar" kelimesi de yanlış anlaşılmaktadır çünkü hangi açıdan bakarsanız bakın, bizler de ve bu Dünya'da var olan tüm canlılar da birer uzaylıdır. Toplumda ise daha çok ''Dünya Dışında Yaşayan Akıllı Varlıklar'' olarak kullanılmaktadır ancak zeka konusunu farklı şekillerde yorumlayabileceğimiz için biz buna ''Dünya Dışı Yaşam'' demeyi tercih ediyoruz. Her ne kadar bizler de birer uzaylı olsak da, bu yazı boyunca Uzaylı kelimesini kullandığımızda ''Dünya Dışı Yaşamdan'' kastettiğimizi varsayın.

UFO Dosyalarını Açıklayan Ülkeler

"İngiltere UFO dosyalarını açıkladı!" gibi haberler duyuyoruz. Az önce açıkladığımız gibi burada UFO kelimesi yanlış anlaşılmıştır çünkü kastedilen UFO dosyaları ne olduğu anlaşılmamış göksel fenomenlerdir, ancak bazı insanlar bunun hükumetler tarafından gizlenip daha sonra ortaya çıkarılan UFO (yani Uzaylıların Uçan Aracı) kanıtları olarak görmektedir. Yapılan araştırmalarda bu açıklanamayan şeylerin bazen bir şimşek ya da bir meteoroloji balonu olduğu öğrenilir. Kısacası ne zaman bir UFO dosyası ortaya çıksa ya da açıklanamazsa, bu içinde yeşil cücelerin yaşadığı dairesel bir aracın olduğu anlamına gelmemektedir. Bazı insanlar UFO'ların hükumet tarafından gizlendiğini düşünebilir, ancak UFO görmeyen bir sürü amatör astronomu da göz önünde bulundurmalıyız.

Uzak Mesafe Ve Zaman Problemi

"Nereden geliyorlar, neden geliyorlar, nasıl geliyorlar?" Bunlar gibi bir sürü soru sorabiliriz. Araçların şekli nedir, hangi malzemeden yapılmıştır ve seyahat etmek için ne tür yakıt kullanılmaktadır gibi konuları şimdilik bir kenara koyalım. Işık hızının saniyede 299,792,458 metre olduğunu biliyoruz. Peki astronomide uzak mesafeleri ölçmek için kullanılan 1 ışık yılı ne kadardır? Hesabı yaparsak bu mesafenin 9461 milyar kilometre olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda 3.26 ışık yılına denk gelen 1 parsek gibi bir ölçüm de vardır, ama biz yine de ışık yılı üzerinden konumuza devam edelim. Güneşimiz bir yıldızdır ve ışığı bize 8.3 dakikada varır. Güneşimize en yakın yıldız olan "Proksima Centauri" de 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. Eğer ışık hızında giden bir aracımız olsaydı ve Samanyolu Galaksisi'nin bir ucundan diğer ucuna kadar gitmek isteseydik, yaklaşık olarak 100,000 yıl boyunca seyahat etmek zorunda kalırdık. Eğer komşu galaksimiz olan "Andromeda Galaksisine" gitmek isteseydik, bu yolculuk da 2.5 milyon yıl sürerdi! Eğer galaksimizdeki yüz milyarlarca yıldızın olduğunu ve evrende 100 milyarın üzerinde galaksinin var olduğunu düşünürsek, evrenin ne kadar da büyük bir yer olduğunu hayal etmekle zorlanırdık. Eğer elinde çok güçlü bir teleskop ile 100 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan bir uzaylı gezegenimizi seyrediyorsa, şu an bizi değil dinozorları izliyordur o zaman, çünkü dinozorların zamanından kalan ışık o uzaylının gözlerine 100 milyon yıl sonra ulaşmıştır.

Tabi bu bilgi bile bizlere evrende yalnız olmadığımızı düşünmemiz için yeterli bir sebeptir; ancak unutmamalıyız ki her ne kadar var olduklarına dair olasılıkların yüksek olduğunu düşünsek de, somut kanıtlara ihtiyaç duymaktayız. Belki bizim gibi medeniyetler kuran varlıklar da yaşamış olabilir ve aradaki mesafe ve zaman farkından dolayı da hiçbir zaman onlardan haberdar olamayacağız. Belki de oralarda bir yerlerde canlılığın oluştuğu ancak bakteriyel düzeyden öteye gidemediği gezegenler de bulunuyor olabilir (ki bunlar da "Uzaylı" ya da "Dünya Dışı Yaşam" olarak tanımlanmaktadır; her ne kadar hayal gücümüze pek hitap etmeseler de). Bunlardan emin olamayız, ancak her ne kadar evren büyük olsa da ve bu her ne kadar başka varlıkların da var olabileceğini gösterse de, bu diğer varlıkların bizleri bulma olasılığının düşük olduğunu gösterir, hele birbirinden uzaklaşan galaksiler ve giderek hızlanan bir evren varken bu olasılık daha da azalmaktadır. Sadece gezegenimiz bile bizlere büyük gelirken, başkaların bizleri tespit etmesi zordur, ama imkansız değildir.

Radyo sinyalleri her zaman bir yerlerde akıllı varlıkların yaşadığını göstermez. Aynı zamanda bizim de birer canlı olduğumuzu ve akıllı olduğumuzu anlayabilmeleri de ayrı bir meseledir. Unutmayın ki "canlı" ve "cansız" olan şeylerin arasında bir fark yoktur. Üstelik zeka konusu da tartışmalı bir konudur. Bizim karıncalara bakıp da bizde teknolojik üstünlüğün olduğunu düşünsek de, bizden çok daha ileri bir varlık için biz de o karınca gibi aynı konumda olabiliriz. Ayrıca bizden daha ileri bir varlığın bizleri ziyaret etmesi de Stephen Hawking gibi dünyaca ünlü bilim insanlarını da endişelendiriyor, çünkü insanlık tarihine baktığımız zaman birbirimize yaşattığımız faciaları göz önünde bulundurarak, bizden daha gelişmiş bir varlığın bizleri sömürmeyeceğini bilemeyiz. Hazır radyo sinyallerinden de bahsetmişken, alttaki resim radyo sinyallerimizin ulaştığı noktayı göstermektedir ve gördüğünüz gibi bu galaksimizde oldukça küçük bir alanı kaplamaktadır (yaklaşık olarak 200 ışık yılı), bu sebeple bu şekilde de uzaylıları aramak için umutlu olsak da, aranacak daha bir sürü yer bulunmaktadır, fakat ünlü Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’ın da belirttiği gibi, buna rağmen okyanusa gidip de bir bardakla su doldurup balinaların olmadığını söylemek pek de mantıklı değildir.

 

 

Bizler başka canlılar ararken ve başka canlılar da bizleri ararken, birbirimizi neredeyse hiç tanımlayamayacak halde bile olabiliriz. İşte bu yüzden insanımsı formundaki uzaylıların olduğu fikri gözümüzde pek olası görünmüyor, çünkü her gezegende yaşama koşulları farklı olmaktadır ve bu koşullar sabit olmanın değil değişkendir. Bu insansı görünümüne sahip uzaylıların daha çok Hollywood filmlerin bize verdiği fikirlerden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda bilim-kurgu filmlerinde bizim gibi konuşan, bizim gibi medeniyetler kuran, bizim gibi teknolojiyi bilen, bizim gibi duygu ve düşüncelere sahip olan uzaylıların olduğu gösteriliyor ve bunlar her ne kadar sadece birer film olsalar da, insanların uzaylılar hakkında hatalı düşünmelerine yol açabiliyor. Fakat böyle bir şeyin imkansız olduğunu da söylemiyoruz, sadece bu kadar basit düşünülmemesi gerektiğini vurgulamaya çalışıyoruz. Şunu da unutmayınız ki bizler Dünya’nın çekimine bağlı canlılarız ve gidip Mars gezegeninde yaşadığımız zaman oranın çekimine uyumlu bir hale geliriz fakat Dünya’ya döndüğümüz zaman tekrardan uyum sağlayabilmemiz bazıları için olanaksız görünmektedir, bu yüzden uzak ya da yakın bile olsa farklı bir çekime ait bir gezegenden gelen Uzaylıların da gezegenimiz üzerinde rahat bir şekilde gezinebileceklerini de söyleyemeyiz.

 

 

 

Bazı insanlar uzaylıların solucan delikleri, warp drive ve ışınlanma ile gelebileceklerini düşünmektedir ancak bu yollarla da seyahat edebildiklerini düşünsek bile, bu kadar büyük bir evrende bizleri bulmaları yine de çok küçük bir olasılıktır. Kaldı ki, böyle bir seyahatin mümkün olduğundan bile henüz emin değiliz.

 

 

Eski İnsanları Da Ziyaret Ettikleri Söylenir

 

Eski insanları ziyaret ettiklerini düşünenler de var ve bu konu ''Antik Uzaylılar'' (Ancient Aliens, Ancient Astronauts) olarak bilinmektedir (Bakınız). Bu tarz iddiaları daha çok Erich von Daniken ve Giorgio A. Tsoukalos gibi kişilerden duymaktayız, ancak kanıt olarak ileri sürdükleri şeyler maalesef bazı açılardan yeteriz ya da hatalıdır. History Channel'in yayınladığı Ancient Aliens (Antik Uzaylılar) televizyon serisinde bir sürü iddiaya rastlamaktayız. Bu seride yer alan iddiaları çürüten videolar da karşılıklı olarak hazırlanmıştır. (Bakınız)

 

Bizden çok daha ileri bir teknolojiye sahip varlıkların kendileri için bir faydası olmadığı halde taştan yapılar inşa etmeleri bizleri ikna etmek için yeterli değildir. Eğer bizleri gerçekten ziyaret ettiyseler de, arkeolojik çalışmalarda sağlam kanıtların elde edilmesini beklerdik. İnsanlar tarafından yapılması imkansız olarak görülen bazı şeyleri alıp uzaylıların varlığını kanıtlamaya çalışan bu insanlar insanların potansiyelini küçümsemektedirler. Üstelik arkeoloji alanında uzman olmayan bu kişilerin çoğu hatalı bilgiler vermektedir. Neyse ki bazı arkeologlar da bu tarz iddialara karşı sessiz kalmamıştır. (Bakınız)

 

 

 

Garip Olan Her Zaman Gözlenen Değil, Gözlemcidir

 

Genel olarak şu tarz iddialarla karşı karşıya geliyoruz:

 

1- Sessizce Farklı Şekilde Uçanlar: "Gökyüzünde birkaç cisim gördüm. Farklı şekillerde uçuyordu ve parlaktı. Hiç ses yoktu ve ne olduğunu bir türlü anlayamadım."

 

2- Sonradan Farkedilenler: "Öylesine fotoğraf çekiyordum, sonra eve gidince ve bilgisayarıma yükleyip çektiklerime bakınca gökyüzünde garip bir cisim gördüm."

 

3- Parlak Olanlar: "Gece geç bir saatte bir türlü anlam veremediğim parlak bir cisim vardı, öylece duruyordu."

 

 

 

Yazının en başında söylediğimiz gibi, tanımlayamadığımız bir şey onun uzaylılar tarafından kullanılan bir araç olduğu anlamına gelmez. Bu tarz olaylar her ne kadar UFO dosyalarına kaydedilse de, bizleri ziyaret eden uzaylıların var olduğunu göstermez. "Ben gördüm!" demek maalesef bir şeyin var olduğunu göstermek için yeterli değildir, hele ki görgü şahitlerin bile hatalı olabileceğini gösteren araştırmalar varken ve olay yerinde neler olduğu ya da suçluların kimler olduğu tam anlaşılamazken (Bakınız), birilerin gökyüzünde uçan bir daire görüp görmediğini ve bunun uzaylılar olup olmadığını emin bir şekilde söyleyemeyiz. "Birçok insan gördü!" argümanı da ''Çoğunluğa Başvurma'' (Argumentum ad Populum) olarak bilinir ve her zaman geçerli bir argüman değildir. (BakınızBakınızBakınız & Bakınız)

 

Phoenix Işıkları

 

Birçoğumuz dünya-dışında başka varlıkların da var olabileceğini düşünmektedir ancak UFO konusunda bilim camiası var olduklarını söyleyemez çünkü yeterli sayıda kanıta sahip değiliz (hatta Dünya Dışı Yaşam'a ait henüz gerçekten çok az sayıda ve oldukça dolaylı kanıtlarımız bulunuyor). Maalesef UFO'ları ciddi bir şekilde araştıranların dışında bunu bir hobi gibi gören ve eleştirisel düşünmeyen ufologlarla karşılaşmaktayız, bu yüzden "Ufoloji" bir bilim dalı değildir ve maalesef bu kafa yapısıyla da asla olamayacaktır.

 

Kısaca, gökyüzünde gördüğünüz her cismi UFO olarak nitelendirebilirsiniz; ancak bu tanımın aslında uzaylı gördüğünüz anlamına gelmediğini, sadece var olan durumunuz ve bilginizin gördüğünüz cismi tanımlayamayacak düzeyde olduğunu anlamanız gerekmektedir. Biz de, Evrim Ağacı ekibi olarak, içtenlikle ve sağduyumuzla oralarda bir yerlerde dünya-dışı yaşamın olduğunu düşünüyoruz. Ancak Dünya üzerinde gördüğünüz tanımlanamayan hiçbir cismin uzaylı araçları olduğunu kabul etmiyoruz ve bunun tamamiyle ispatsız olduğunu biliyoruz. Öte yandan, bugüne kadar internet ve medyada görülen "uzaylı ameliyatları", "düzen UFO parçaları" vs. gibi haberlerin her seferinde safsata olduklarının ispatlandığını da biliyoruz (ki bunları en yukarıda verdiğimiz yazımızda ele almaktayız).

 

Bu haberlerin peşinde koşanların amaçları nedir bilemiyoruz. Tıpkı toplumsal, biyolojik ve fiziksel mitleri yaymaktan garip bir keyif alan internet kullanıcıları gibi, toplum üzerinde histerik bir korku yaratmak isteyen UFO sevdalıları da gözleri dönmüş bir biçimde uzaylı istilası altında olduğumuzu düşünmekten keyif almaktadırlar. Bunlar, akıllarında kurdukları safsata, saçmalık ve yalanlara öylesine inanmaktadırlar ki, hükümetlerin "toplumsal korku ve endişe" yaratmamak adına verileri gizlediğini iddia edecek kadar kendilerinden geçmişlerdir. Çok ufak ve çoğunlukla asılsız ya da sanılandan tamamen alakasız veri parçalarından, çok kapsamlı çıkarımlar yaparak hayallerindeki evreni insanlara empoze etme merakındadırlar.

 

Hayır, gökyüzünde gördüğünüz cisimler %100'e yakın bir ihtimalle (yakın ama tam %100 değil) uzay gemisi değildir! Üstelik, uzaylıların oralarda bir yerlerde var olma ihtimalleri de, onların bizimkine benzer teknolojilerle buraya ulaşacakları anlamına da gelmemektedir. Benzer şekilde, uzaylıların varlığı, aklımıza hemen Hollywood filmlerini de getirmemelidir. Evren'in bir başka köşesinde mikroskobik bir canlı bulmak bile, bilim camiasını akıl almaz derecede heyecanlandırırdı. Böylesine büyük bir heyecanın ve rekabetin olduğu bir bilim sahasında, "toplumsal korku" yaratmamak adına verilerin gizlendiğini iddia etmek, kelimenin tam anlamıyla hayalperestliktir.

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.

Etiketler: UFO ufolar gerçek mi ufolar var mı
İLGİLİ HABERLER

GOOGLE DOODLE

ABD'nin efsane UFO irtibatı

Google, Roswell UFO kazasının 66. yılını bir doodle'la hatırlattı. devamı...

FACEBOOK

YORUMLAR

TOPLULUK

YORUMLAR (0)

Yorum yapabilmek için üye olmalı ve giriş yapmalısınız.

Üye Olun Giriş Yapın

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans, en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.